Alerji Nedir?
Özellikle son yıllarda sıkça duymaya başladığımız alerji kelimesi “allos” (yabancı) ve “ergon” (iş) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Herhangi bir dış etkene verilen tepkiyi ifade etmek için kullanılır.
Gerçekten de alerji bir kişinin immün (bağışıklık) sisteminin birçok insana zararsız olan maddelere tepki vermesi ve sonuçta alerjik reaksiyon dediğimiz semptomların ortaya çıkması ile oluşur.
Alerjik Reaksiyon Nasıl Gerçekleşir?
Kişinin bağışıklık sistemini uyaran maddelere alerjen diyoruz. Polenler, ev tozu akarları, hayvanlar, çeşitli besinler, metaller, ilaçlar başta olmak üzere hemen hemen her madde alerjenik özellik taşıyabilir.
Bağışıklık sistemi ise antikor olarak bilinen maddeleri üretir. Antijen antikorla temasa girdiğinde, bağışıklık sistemi hücreleri histamin denilen maddeleri salgılar. Histamin salgılanması kaşıntı, kızarıklık, ödem vb. gibi alerjik belirtilerin ortaya çıkmasına ve vücut sistemlerinde çeşitli reaksiyonlara neden olur.
Alerjik rahatsızlıklar herhangi bir cinsiyet, yaş, ırk farkı olmaksızın herkeste görülebilir. Alerji çoğunlukla genetiktir. Kişinin taşıdığı genetik özellikler nedeniyle alerji gelişimine eğilimli olması haline atopi denir. Bu kişiler atopik kişi olarak isimlendirilir.
Bazı kişiler, genetik olarak alerji öyküsü bulunmamasına rağmen alerjik bir bünyeye sahip olabilirler. Bunun nedeni alerjik hastalıkların oluşumunda genetik faktörlerle çevresel faktörlerin birlikte etkili olmasıdır.
Alerji Oluşumuna Neden Olabilecek Çevresel Faktörler
Alerji oluşum süreci
Atopik bir kişide belirli bir maddeye karşı alerjide, önce sensitizasyon (duyarlanma) denilen, bağışıklık sisteminin antijenle tanıştığı bir süreç yaşanır. Bu tanışma sonucu antijene özel antikorlar üretilir ve sonraki karşılaşmada bağışıklık sistemi antijeni kolaylıkla tanıyarak hemen reaksiyon gösterir. Duyarlanma dönemi birkaç dakika olabildiği gibi yıllar boyu da sürebilir. Bu sebeple alerjik hastalıklar, atopik kişilerin yaşamlarının herhangi bir döneminde ortaya çıkabilir.
Atopik bünyeli olan çocuklar, doğumu takip eden ilk 3-6 aylık dönemlerini genel olarak rahat ve şikâyetsiz geçirirler. Alerjik belirtiler altı aydan sonra, sık görülen üst solunum yolu enfeksiyonları ve beraberinde kaşıntılı deri lezyonları şeklinde görülebilir.
Genellikle üç yaşından sonra çocuklarda sık sık burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve bronşların tutulumu ile alerjik bronşit tablosu tekrar edebilir. Önemli olan bu tabloyu enfeksiyonlardan ayırt ederek erken tanı koymak ve etkili tedaviye başlamaktır.
Alerjinin şiddet ve belirtileri kişiden kişiye ve alerjenin miktarına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Burun akıntısı ve kaşıntısı ile oluşan alerjik rinit, deride kaşıntı, kızarıklık ile seyreden alerjik dermatit, gözlerdeki reaksiyona bağlı oluşan alerjik konjuktivit alerjik kişilerde görülen en hafif ve en sık belirtilerdir. Bununla beraber astım, anafilaktik şok gibi çok daha ağır reaksiyonlara da neden olabilir.
Alerji tanısı koyarken en önemli adım öykünün ve genetik yatkınlığın etraflıca sorgulanmasıdır. Birçok alerjik hastalık sadece öyküye dayanarak tanı alıp diğer tetkiklerle desteklenebilir. Laboratuvar teknolojilerinin gelişmesi ile birlikte alerji testlerinin de çeşitliliği ve güvenilirliği artmıştır. Alerji testleri genelde; solunum yolu alerjileri, gıda, arı, ilaç, ürtiker ve anjiyo ödem, kontakt (temas) dermatit ve atopik dermatit (egzamalar) gibi hastalıkların tanısında kullanılır.
Alerji testleri, deri ve kan testleri olarak başlıca iki grupta toplanabilir:
Dilerseniz sizinle doğrudan iletişime geçebileceğimiz bilgileri ve görüşmek istediğiniz konuyu bizimle paylaşın, en kısa sürede biz size ulaşalım.
444 68 18 info@wellpointevdebakim.com